GÖNÜL DAĞI
“İnsanın doğduğu, doğar doğmaz suyunda yıkandığı, ilk defa aşık olduğu, ilk günün sızısını yaşadığı, düştüğü, kalktığı, dizlerini kanattığı yerle arasında bir bağ var ve adına memleket bozkır toprakları denilen.
Bozkır topraklarında bir gönül dağı.
Bozkırın her köşesinde bir gönül dağı vardır. Bozkır toprakları adı gibi sıcak insanlar ile doludur, Gönül telimize dokunan ince naif insanların olduğunu biliyorduk da unutmuştuk sanki ...
Bozkır topraklarından cıkmış bir gönül adamının Gönül Dağı adında bir diziyi kaleme almasıyla hatırladık birçok şeyi.
Sevgi, saygı, sahiplenmeyi ve hoşgörüyü bir kez daha hatırlattı bize, gidenleride gelenleride sorgusuz sahip çıkmayı hatırladık.
Vefayı vefasızlığı hatırladık her ne olursa olsun sevmekten vazgeçmemeyi hatırladık.
Bozkır toprakları büyük aşklara büyük acılara şahit oldu. Yeri geldi yüreğimiz kanadı yeri geldi dizlerimiz.
Yeri geldi eşmerlerinden kana kana içtik yeri geldi çorak bir tepe gibi yapayalnız hissettik kendimizi. Ama bozkır topraklarını sevmekten hiç vazgeçmedik.
Vatan gibi Bayrak gibi Ezan gibi sevdik sahip çıkmaya çalıştık çıkabildikse...
Şairlerimiz Yazarlarımız lügatlarındaki en güzel kelimeler ile anlattılar bozkır topraklarını. Makûs talihimiz olan yokluk bizleri Bozkır topraklarından ayrılmaya itti.
Kimisi küstü kimisi küstürüldü ama yinede herşeye rağmen vazgeçmedik sıladan...
Sevmekten hiçbir zaman vazgeçemediğimiz vefa borçlu olduğumuz güzel topraklara çok şey borçluyuz.
Nice yiğitler ve ecdadımız bu güzel topraklarda yatıyor.
Ne çok seviyoruz memleketimizi her seferinde küllerinden yeniden doğan aşkla.
Sonsöz olarak ne demiş "M.Akif
Sen dost edinmeye bak düşmanını ananda doğurur"...
Bozkırda ki tüm dostluklara dostlara selâm olsun.