Sevgili okurlar;
Başlıktan da anlaşılacağı gibi bir birimize anlamsızca kin ve düşmanlık besliyoruz. En ufak bir kıvılcımı fırsat bilerek birbirimize atmadığımız iftira yapıştırmadığımız yafta kalmıyor. Bir iddia ve duyum üzerinden belki zerre suçu olmayan insanları yargılıyoruz ve kafamızda mahkûm ediyoruz. Ettiğimiz gibide başkalarının da bizim gibi düşünmesine istiyor her fırsat ve ortam da kişileri yargılamaya günahına girmeye vebalini almaya gayret gösteriyoruz.
Hâlbuki iyiliğe güzelliğe yâda hayır işlerine ve yönlendirmelere vesile olsak, iyilik konuşup doğru yolu önersek inan ki bir birimizi kötülemeye yok saymaya zamanımız olmaz. Üzülerek belirtmeliyim ki sevdiğimizi göklere çıkartırken en ufak bir hatasında yerin dibine sokmayı meziyet sanıyoruz. Bazı Bürokrat, STK, Belediye, Dernek ve Başkanları kullandıkları yerin hakkını veremediği gibi bulundukları yeri ve makamı fitne, fesat ile menfaati için temsil etmeye devam ediyorlar. Üzücü olan ise o şahsın yanındakilerinde bir mühlet sonra Başkanları gibi fitneye fesada yenik düşmeleridir. Sorgulamadan yargılamadan yanında durmalarıdır.
Bazı Derneklerin tüzüğünde Kültür yazmasına Başkan ve Yönetimin olan kişilerin kültürden bihaber olduğu da açıkça ortadadır. Buda Kültürümüze ve kültür elçilerimize büyük zararlar vermektedir.
Yozgat’ın geri kalmışlığının sebeplerinden biride şahsi çıkarımızı Memleketimizin çıkarlarının önde tutmamızdır. Ne zaman ki Memleketimizin çıkarlarını ön planda tutar ona göre çalışmalara imza atmaya başladığımız zaman göreceksiniz ki hem memleketimiz hem de hemşerilerimiz kazanacaktır.
ÇOK GEÇ OLMADAN KENDİNİZE GELİN...
Gerçekçi olmak gerekirse düşmanı fazla uzakta aramaya gerek yok diye düşünüyorum. En basit haliyle sosyal medyada şahit olduğum diyaloglar bu sonuca varmamı sağladı. Görüyorum ki bir sayfada paylaşılan küçük bir haber ya da düşünce büyük sorunların ve kavgaların fitilini ateşleyebiliyor. Bir bakmışsınız ki insanlar (Yaş, eğitim, makam, meslek fark etmeksizin) birbirlerine girmiş kavga ediyorlar. Sanırsınız kıyamet kopuyor.
Kelimeler birbirlerine silah çekmiş. Namludan fırlayan sözlerle vurulan kalplerin yaralanıp ölmesi kimsenin umurunda değil. Üstelik bunu yapan kişiler farklı şehirlerden insanlarda değil. Aynı toprağın, aynı memleketin insanları. Olmuyor kıymetli hemşerilerim.
Bu gördüklerim bize yakışmıyor. Güzel memleketimin güzel insanları.
Hemşeri demek: Ayrı anne babadan olan kardeş demektir.
Kardeş dediğin dosttur.
Karşılık beklemeden sever, sayar, korur ve kollar. İyi gününde kötü gününde yanında olur. Maddi manevi yardımda bulunur. Bir dilim ekmeğini paylaşmaktan mutluluk duyar.
Düşman dediğin ise: Kıskançtır, çekememezlik vardır. Ayıbını yüzüne çarpar. Gizlini açığa çıkarır. En zayıf anında gelir sırtından vurur. Seni yerle bir etmek için fırsat kollar. Kötü düşünür, kötü söz eder.
Saygıdeğer Yozgatlı hemşerilerim, şimdi bir sorun kendinize. Dost musunuz yoksa düşman mı?
Biz Yozgatlılar Vatansever insanlarız Vatanımızı sevdiğimiz kadarda bir birimizi sevmeyi öğrenmeliyiz.
“Siz, insanlar içinden çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz. İyiliği emreder, kötülükten sakındırır ve Allah’a inanırsınız ” (Al-i İmran Suresi: 110)
Yazıda alıntı vardır. //yozgatsonsoz.com/yazilar/canavar-degil-yozgatli-m68.html
Güncelleme Tarihi: 28 Aralık 2020, 11:22
Kaleminize saglik baskanim..insanlar birbirinin acigini aramamali..helede hic bilgisi olmadan ..guzel donuslar yapabiliyorsak ..yapalim ..yapmiyorsak susalim...huzur insanları mutlu etmekten gecer...selam ve saygılarimla baskanim.