Ömrümüzün Takvimminde Olmayan Yıl: 2020

Tarih: 11 Mart 2020
Birçoğumuz için sonun başlangıcı olan bu tarih kocaman bir enkazında mimarı diyebiliriz.
Dünya geneline yayılan COVID-19 salgını insanlara sadece maddi  ya da manevi anlamda zarar vermedi. Koronavirüs vakalarında yaşanan can kayıpları bu süreci dahada zorlaştırdı.
Peki bu dönemde ülkemizde alınan tedbirler yeterlimiydi?
Beklenmedik bu krizi ne kadar doğru yönetebildik?
Kaybedilen zamanı telafi etmek mümkün mü?
Bütün bu soruların cevabını yorumlarınıza bırakıyorum.
Konuyla alakalı diyeceğim o ki; 
Kendimizi işe gitmeye, yolculağa çıkmaya hatta uymaya nasıl hazırlıyor isek bu gibi beklenmedik durumlara karşı da öyle hazırlamalıyız.
Her şeyde devlet, devlet demek veya herşeyi devletten beklemek ne kadar doğru? 
Devlet dediğiniz kim?
Cumhurbaşkanı mı?
Bakanlar mı?
Milletvekilleri mi?
Hayır!
Devlet sadece onlar değil.
Yeri geldiğinde devlet sensin, benim, hepimiziz.
Zorlukların üstesinden bazen bir kişi olarak geliriz bazen bin kişi.
Bazen devlet olarak geliriz bazen millet olarak.
Önemli olan taşınacak yükün ağırlığıdır.
Hiç kimse bin kiloluk şeyi bir kişi kaldıracak diye dayatamaz.
Dayatsa ne olur?
Sonuç yine değişmez.
Çünkü olmaz!
Akıl terazisi sözle ölçülmez.
Her şerde bir hayr var derler.
Hiç bir şey olmasada bu dönemde herkesin birşeyler öğrendiğine eminim. 
Kısıtlamaların ve yasakların gelmesi özgürlüğün değerini öğretti.
Hayatla aramıza giren engeller ne kadar şanslı olduğumuzu öğretti.
Hastanesiz kalmak hastalanmamayı, okulsuz kalmak eğitimi özlemeyi öğretti.
Kısacası bu dönemde elimizde ne varsa onunla yetinmeyi ve şükretmeyi öğrendik.
Mağdur olanlar, isyan edenler, şikayat edip yakınanlarda yok değildi tabi.
Yani herkes kendince biraz haklıydı işte.
Lakin haklı olduğunu zannedenler bir zaman sonra haksız olduklarınıda farkettiler.
Çünkü ülkenin başına bir sorun geldiğinde bu yalnız devletle değil milletle birlikte çözülür.
Aksini düşünüp zaman kaybetmek en büyük zarar vesilesidir.
Bu nedenle daima mantıklı hareket etmek zorundayız.
Anlatmak istediğim şey devletin görevinin ve sorumluluğunun ayrı 
milletin görevinin ve sorumluluğunun ayrı olduğudur.
Kimsenin taraf tuttuğumu veya hükümeti savunduğumu 
düşünmesini temenni etmem.
Bu konuda son derece objektif olduğumu farketmenizi rica ediyorum.
Bugün iktidarda hangi parti olursa olsun hakikatler gerçerliliğini aynı şekilde korur.
Öyleyse akıl ve vicdan sahibi olarak son bir yılı değerlendirelim.
Ne oldu?
Neden oldu?
Nasıl olmalıydı?
Tüm bu soruların yanıtını kendi içimizde verelim ve bir sonra ki krizlere karşı kendimizi hazırlayalım.
Unutmayalım ki gemi devlet ise kaptan olan millettir.
Olay, "ülkede durum ne kadar kötü ise bizdede o kadar kötü" olduğu değil.
Olay, bizde durum ne kadar iyi ise ülkede de o kadar iyi" olduğudur.
Yeterki gücümüzün farkında olalım ve ona göre davranalım.
Saygıyla kalın
Ahmet bey iki başlık ve isim bunlar koyu renkte yazılacak.


1- Ömrümüzün takviminde olmayan yıl, 2020... 
2- Akıl terazisi sözle ölçülmez... 

Gülşah Bozan

YORUM EKLE