* Osman Bölükbaşı meclis kürsüsünde konuşmaktadır. Muhalif kanattan bir milltevekili kürsüye doğru seslenir.
-Erkek misin sen be!
Osman Bölükbaşı gayet soğukkanlı bir şekilde:
-Ben erkekliğimin zekatını versem sen bile erkek olurdun, der ve konuşmasına devam eder.
* Bir keresinde Bölükbaşı, İsmet İnönü ve İnönü'nün o zamanlar küçük yaşta olan torunu uçaktadırlar ve yan yana oturmaktadırlar. Bu esnada İsmet İnönü'nün torunu dedesine dönüp, "dede, aşağıya ekmek atsam insanlar mutlu olur mu?" diye sorar. Daha İnönü yanıt vermeden Bölükbaşı verir cevabı: “Dedeni atsan çok daha mutlu olurlar!"...
* * *
Bu ve bunun gibi pek çok siyasi nüktesi bulunan bir isimdi Osman Bölükbaşı.
Ben Anadolu’nun Boz Toprağının çocuğuyum diyen Bölükbaşı’nın sene-i devriyesiydi Pazar günü.
Mevzu siyaset olunca hayatı boyunca söylemleri ve eylemleri ile gülümseten bir yere sahip olan Osman Bölükbaşı’nı ve ebediyete intikal eden vatan sevdalısı tüm siyasetçilerimizi rahmetle yad edelim istedim.
Siyasette mizah dili bitince küfür dili başladı yıllar yılı.
Aslında mizah ve küfür dili arasında kan ve göz yaşı da var. İnsanları gruplara, mahalleleri, ibadethaneleri farklı kulvarlara ayıran dönemlerin bedelini ödemiş bir milletin çocuklarıyız.
Hal böyle iken geldiğimiz noktaya bakıyorum, sanki süreç tarihin tekerrürüne doğru gidiyor Allah korusun.
İnsanlık, varlık mücadelesi veriyor, hastalıklar, ekonomik krizler, kapımıza dayanmış olası bir dünya savaşı, sınırlarımızın ötesindeki ateş çemberi.
Bizde rahatlık batıyor tabiri caizse.
Oy mu amaç, sandıktan lider olarak çıkmak için mi tüm hakaretler, salvolar, ağız dolusu kötü sözler.
* * *
Son minvalde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve eşi Emine Erdoğan’ın test sonuçlarının pozitif çıktığını öğrendik.
Demokrasi havariliği yapanlar bir anda ‘ölse de kurtulsak’ yaygarası koparmaya başladı.
Lise yıllarını hatırladım bir anda hatta orta okul; matematik dersini sevmediğimden öğretmenim bu gün hastalaşa mı acaba, okula gelmese mi iç çekişlerim olurdu.
Bu onun gibi bir şey mi diyeceğim ama bile isteye vahşet, bile isteye bir insanlığımıza yakışmayan beklenti.
Aynı şekilde tüm siyasi partilere sözüm; küfür, hakaret, onuru incitme, zarar verme üzerinden oy devşirme yoluna gitmeyin.
Ne birilerinin ölmesi ne de ağız dolusu küfürler sandıktaki mevcudiyetinizi artırmaz.
Bizim meslekte de bir zamanlar ‘küfürlü, argo söylemleri’ bulunan köşe yazarları revaçtaydı.
En iyi hakareti en afili cümlelerle kaleme alan yazarların revaçta olduğu dönemleri yaşadık.
Siyasetin bizleri en yakınımızdan, komşumuzdan, iş arkadaşımızdan, akrabamızdan, dostlarımızdan ayırdığı dönemi yaşıyoruz.
Ayrışmak da kelimemi, kutuplara bölünmüşüz. Varlığımız huzursuzluk veriyor.
Allah aşkına Samsun’da Atatürk büstüne yapılan saldırı ile Cumhurbaşkanının ölümünden hayır bekleyen zihniyet arasında ne fark var.
Her ikisinin de beslendiği kaynak belli, zift dolu zihniyetler katran kusuyor.
Bir seçim sathına girdik ve giderek ciddi ayrışmalarla karşılayacağız. Bu durumu seçim dönemlerinde en fazla yaşayan meslek mensuplarından biriyimdir.
Bir anda niyet okuyucular çıkar piyasa.
Sizin kaleminizden çıkanları işine geldiği gibi yorumlar.
Aynı anda bir ilçede sağcı, diğerinde solcu ilan edilirsiniz. Daha olmadı farklı senaryolar sunarlar.
Şu sıra bu durumu halk üzerinde yaşıyoruz.
Tu kaka söylemleri, ya da insanların ölümü üzerinden beslenmek ancak leş kargalarına yakışır, insana yakışmaz.
Aklı selim olmaya, huzuru hakikatte, sağlıkta, mücadele ettiğimiz varlık dünyasındaki ailede aramak en doğrusu.
Bu vesile Sayın Cumhurbaşkanı ve eşleri ile tüm şifa bekleyenlere Allah’tan şifalar diliyorum.
(Son söz yine Osman Bölükbaşı’dan olsun: Patırtılı gürültülü geçen bir oturumdan sonra İsmet İnönü, Bölükbaşı’ya soruyor: “Eeee Bölükbaşı, sen bize de muhaliftin… Söyle bakalım hangi devir daha iyi?” Bölükbaşı bu, laf altında kalır mı? “Paşam, sizin devir de baklava börekle yutulur cinsten değildi!.”
Yeteri kadar ayrışmadık mı gardaşım!
- 07 Şubat 2022, 11:13
- 174
YORUM EKLE
Yorumunuz Onaylanmak Üzere Gönderildi