Yozgat ve Özgün Anadolu Kültürü

Özet

Geçmiş sadece geçip giden bir şey değil aynı zamanda içinde kimliğimizin oluştuğu ve bu yolla birey ve toplum olarak bizi etkileyen alandır. İnsanların kültürel, sanatsal üretimleri, yeniden üretimleri, iyi bir sunum ile sergilendiklerinde turizmin önemli bir unsuru olarak kabul edilebilmektedir. Anadolu günümüze kadar birçok kültür ve medeniyete ev sahipliği yapmıştır. Ancak bu kültürün unsurları modern hayatın etkisiyle değişmekte ve dönüşmektedir. Bu sebeple yeni nesillerin ve bu kültürü merak eden herkesin Anadolu’da Selçuklulardan günümüze dek uzanan medeniyetin izlerinin yaşadığı alanları tanıyabilmesi önemlidir. Bu bir yandan modern kültürün Anadolu’nun özgün kültürüyle etkileşim içinde daha sahih temellere dayanarak gelişmesini sağlayacak, diğer yandan da Anadolu’nun geçmiş kültürleri hakkında daha sağlam bilgiler edinmemizi sağlayacaktır. Başka bir sonucu ise Anadolu kültürünün turizme kazandırılması olacaktır. Yozgat, birçok bakımdan Anadolu kültürünün özgünlüğünü kısmen de olsa koruduğu bir yerdir. Konuşulan dil, Türküleri, giysileri, oyunları örf ve adetleri bunu yeterince yansıtmaktadır.  Elbette somut olmayan kültürel mirasın korunması ve bunun görülür hale getirilmesi çok kolay değildir. Bunun gerçekleştirilebilmesi için ilgili kurumların gerekli çalışmaları ve araştırmaları yapması, sorunlar ve uygulama fırsatları üzerinde düşünmesi gerekir.  Bu bildiride Anadolu kültürünü özgün bir biçimde temsil eden yerlerden biri olarak Yozgat’ın bu yönüyle Kültür Turizmine kazandırılmasının imkanları ele alıp tartışılacaktır. Bu bakımdan toplumda mevcut olan her türlü bilgi faaliyetini, ilgi ve alışkanlıkları, değerleri, düşünceleri, adet ve gelenekleri, görenekleri ve tutumları kapsamaktadır.  Kültür kavramının barındırmış olduğu anlamlardan dolayı ve meraklı bir gezgine cazip gelmesi dolayısıyla seyyahların bir topluma ait kültürü tanımak amacıyla seyahat edecekleri açıktır. İşte seyyahların bu farklı kültürleri görüp tanımak için yapmış oldukları seyahat ve konaklama turizm terminolojisinde “kültür turizmi” olarak adlandırılmaktadır. Kültür turizminin ekonomik boyutu yanında kültürel değerlerin korunması açısından da önemli olduğu ileri sürülmüştür ki bunun doğruluğu daha ileriki sayfalarda tartışma konusu yapılacaktır.

Kültür turizmi, yapılan sınıflandırmalarda da görüleceği üzere, müze ve sergi gezi sergilerinden, popüler kültürün sergilendiği alanlara ve dil, din, eğitim lehçe gibi geniş bir alanı kapsamaktadır. Bu bakımdan şimdiye kadar bilinenler dışında birçok unsurun ve birçok yerin turizm faaliyeti içinde yer alması söz konusu edilmektedir. Büyük metropoller bu faaliyetin içine dahil edilebileceği gibi özgün kültürüyle öne çıkan ve bu bakımdan seyyahların dikkatini üzerine çeken küçük şehirler kasabalar ve köylerin de bu turizm faaliyeti içine dahil edilebilirler. Aslında olaya daha geniş bir perspektiften baktığımızda her yerin kendine özgü bir kültürel değeri olabileceğini varsayarken her ölçekteki yerleşim yerinin kültür turizmi içinde yer alabileceği söylenebilir.

Kültür turizmi belli bir planlama dahilinde ve uygun turizm politikaları geliştirilerek turizme dahil edildiğinde olumlu bir faaliyet olarak algılanabilir. Ekonomik kazanç ve istihdam dışında bu faydalar, yerel halkın toplum bilincinin ve kültürel değerleri ve varlıkları korumaya yönelik anlayışın gelişmesi, geleneksel kültüre yönelik ilginin canlanması, kendi kültürel kimliğinin bulunduğu alanları keşfetmesi olarak sayılabilir.  Diğer yandan bu şekilde bir ülkede, şehirde yaşayan kendilerinin ve şehirlerinin kimlikli bir yer olduğunu anlamış ve görmüş olurlar.

Bun yanında turizmin diğer alanlarında olduğu gibi alanlarında olduğu gibi, iyi bir turizm politikası geliştirilemediği durumlarda kültür turizmi ülkenin turizm potansiyeli için ve kültürel varlıkların korunması bakımından bazı olumsuzluklara yol açabilir.

Genel olarak modern insanın gezme anlayışının geçmişteki insanlardan farklı olduğu görülmektedir. Geçmişteki seyyahlar bir yere görmeye giderlerken kültürel açıdan kendilerini bu seyahata hazırlarlar ve okumalar yaparlar ve gittikleri yerlerde kültürü kendi içine doğdukları kültür için yeniden üretirler ve dönüştürürlerdi. Günümüz turisti ise, gittiği yeri bir tüketim nesnesi olarak görmekte onu yeniden üretmek yerine tüketmektedir.  Üst ve seçkin kültürü temsil eden kadim dönemlerin seyyahları gittikleri  mekanları yeniden üretirlerken , modern turistleri sadece gördükleri mekanı içselleştirememektedirler. Durumu Türkiye Turizmi açısından değerlendirdiğimizde geçmişte uygulanan yanlış turizm politikalalarının turizmi kazanç sağlayamayan daha çok yıpratıp aşındıran bir sömürü eksenine indirgediğini söyler. Duruma kendi konumuz açısından baktığımızda çok farklı olmadığını söyleyebiliriz. Özünelin de ifade ettiği gibi,

“Kıyıların doğal zenginliğinin erozyaona uğratılması gibi Türk kültür ve değerlerinin yansıtıcısı ve sembolü olan kültürel değerler de aynı yanlış politikalar sonucunda sözde turizm faydacılığına feda edildi.”

Unesco kültürel varlıkları korumak için 1972 yılında bir sözleşme ile dünyanın kültürel ve doğal mirasını korumayı hedeflemiştir. Yayınlamış olduğu liste ile de bu bakımdan somut adımlar atmıştır. Böylece özellikle somut kültürel varlıklar açısından kültür turizmi gelişip canlanmıştır. Kültür mirası olarak ilan edilen mekanlar sit alanı olarak ilan edildi. Sit alanlarının çevresinde geleneksel ve kültürel dokuyu imha eden çarpık ve kültür yutucu mekanların inşa edilmesiyle birlikte, ortaya çarpık bir kültür turizmi anlayışı çıkmış ve geleneksel kültürün yozlaşmasına yol açmıştır. Otantik, kadim olan gelenekler bozularak sahte ve derinliği olmayan ve pazara hitap eden gelenekler türemiştir.

Unesco daha sonra 2000’li yılların başında yayınlamış olduğu bir sözleşme metniyle somut olmayan kültürel mirasların varlığını da koruma altına almıştır. Dolayısıyla artık somut olmayan kültürel miras da kültür turizmi hareketi içinde değerlendirilebilecektir. Ancak somut olmayan mirasın, görselliğe, pazarlamaya ve tüketime feda edilmeyen kültür turizminin içine dahil edilmelidir. Bir seyyahın Kendi doğallığında devam eden bir kültür olayını sadece seyretmek yerine ona katılmak ve onunla kendi dünyasını zenginleştirmesi hedeflenilmelidir.

Geleneksel Türk misafirperverliği, yemek kültürü sofra adabı modern otellerin dışında kendi özgün biçimiyle sürdürülebilirdi. Seyyahları evlerimizde ağırlamanın bir yolunu bulup kendi kültürümüzü tüm boyutlarıyla gezginlere aktarabilirdik. Bu şekilde kültürümüzü yeni nesillere aktardığımız gibi başkalarının da tatmasına imkan vermiş olurduk. Bu şekilde geleneksel yerel kültürler evrensel olana feda edilmemiş olur ve diğer yandan da günümüz şartlarında kendisini yeniden üretme imkanına kavuşurdu. Kültür turizmini sadece somut olan kültürel varlıklar bağlamında değerlendirmemeli, bunun yanında insana daha çok değen yönü, itibarıyla somut olmayan kültürel mirasımızı da, yozlaştırmadan bozmadan, kültür turizmine dahil edebilmeliyiz.

İşte tam da bu noktada özgün Anadolu kültürünü temsil eden bir yer olması bakımından Yozgat önem kazanmaktadır. Yozgat dili, kültürü sanatı ve insanların misafirperverliği ve yetiştirmiş olduğu değerler bakımından kültür turizminde önümüze bir imkan açmaktadır. Yozgat coğrafi konumuyla bir yandan modernizmin ve kültürel değerleri imha edici turizmin etkisinden kısmen de olsa uzak kalmış, diğer yandan da Ankara gibi siyasi ve kültürel merkeze yakınlığı sebebiyle yeni kültürel turizm imkânlarına sahiptir. Türkçeyi en duru haliyle konuşan insanların yaşadığı Yozgat, masalları ve türküleriyle, köy odaları, Abbas Sayar ve Hüzni  vb edebi değerleriyle, düğünlerde oynanan oyunları, halayları, manileri, alkış ve kakışlarıyla Anadolu’nun merkezinde kültür turizmi potansiyelini kendinde barındırmaktadır. Kültür turizmi Yozgat için hayati önemi haizdir. Yapılması gerekenler ise şu şekilde sıralanabilir:

1-İçinde Yozgat kültürüne ait somut ve somut olmayan varlıkların yaşatıldığı müzelerin ve canlı sahici temsilcilerinin sunumlar yaptığı, mutfak kültürünün, sanat eserlerin sergilendiği büyük bir kültür parkının kurulması. Bu kültür parkı her bakımdan Yozgat kültürünün öncelikle yaşatıldığı ve yeniden üretilmesine sebep olacak yer olarak tasarlanmalıdır.

2-Özellikle yaz aylarında belediyenin geleneksel düğünlerin yapılmasına özel destek vermesi gerekir. Bu düğünlerle ilgili ulusal basında haber yapılması sağlanmalıdır. Tarih olarak bunun “Sürmeli Festivali”nin yapıldığı günlere denk getirilebilir.

3-İstanbul ve Ankara gibi yerlerden Yozgat’ın kültürel değerlerinin yerinde müşahede edilmesi için makul fiyatlarla turlar düzenlenip bu turlara katılanların ev ortamında Yozgat kültürünü yaşamaları sağlanabilir.

4 -Abbas sayar gibi edebiyatçılarımız Hüzni gibi şairlerimiz ve Yozgat’ın diğer edebi kültürel değerlerinin etkili bir tanıtımı yapılmalıdır. Mesela örnek köy odalarında bunların eserleri okunabilir. Eserleri ve eserlerindeki kahramanlar tanıtılabilir.

5 -Bugün artık Türkçe tüm dünyada rağbet edilen bir dil haline geldi. Yunus Emre Enstitüsü ve Tika ya da diğer kuruluşlar dünyanın dört bir yanında Türkçe öğretip Türk kültürünü tanıtmak için gayret gösteriyor. Ayrıca Türkiye’de üniversitelerde çok sayıda öğrenci Türkçe öğreniyor ve Türk dili üzerine çalışmalar yapılıyor. Türk Dil Kurumu Yunus Emre Enstitüsü ve Tika ile anlaşmalar yapılarak yabancı öğrenciler gruplar halinde yazları Yozgat’ta ağırlanıp Türkçeyi öğrenmeleri ve Türk Kültürünü tanımaları sağlanabilir. Öğrenciler gönüllü olarak ailelerin yanına yerleştirilip gündelik hayatın içinde Türkçe öğrenmeleri sağlanabilir. Hatta teşvik amacıyla ailelere bunun için belli bir ücret bile ödenebilir.

7-Kültür turizminin geliştirilmesi bakımından uluslararası, her kurum Bozok Üniversitesinin başlattığı Uluslararası toplantılara, sempozyumlara destek ve vermeli ve kendileri de bu türden ulusal, uluslararası toplantılar düzenlemelidirler.

8-Yozgat’ın kültür şehri kimliğine katkıda bulunacak etkinliklerden biri de kitap ve sanat fuarları olacaktır. Üniversite Belediye İl Kültür Müdürlüğünün işbirliği ile kitap fuarı ve sanat fuarı düzenlenebilir. Bu fuarlarda söyleşi ve imza günleri düzenlenebilir. Yerel edebi sanatsal ürünlerimiz ön plana çıkarılabilir.


                                                                          

YORUM EKLE
YORUMLAR
Cemal nallı
Cemal nallı - 2 yıl Önce

Güzel sunum olmuş ağzına sağlık güzel Yozgat ımızdan sık aralıklarla bahsedersen iyi olur

İlhan Altun
İlhan Altun - 2 yıl Önce

Sayın hocam çok teşekkür ederiz. Çok güzel düşünceler. İnşAllah yönetici koltuğunda olanlar gerekli desteği gösterirlerde biran önce çalışmalar başlatılır. Buna yakın düşünceler zaman zaman gündeme gelse de ferdi çabalarla bir yere ulaşılamıyor. Güzel olan tarafı bu tip çalışmalar yapanların sayısı gittikçe artıyor. Sizin gibi kariyer sahibi kültür sevdalısı insanların önayak olması meseleye biraz daha ciddi bakılmasını sebep olacaktır. Bu vesile ile çalışmalarınızda başarılar dilerim. Saygılar.